yol 3
- sadece bir adım, evet, atabilirsin.
- sadece bir adım, evet, atabilirsin.
Farklı bir dünyadan merhaba,
Biraz buruk, hep neşeli, dolu dolu. Bu bir yol hikayesi, son
virajı dönene kadar bitmeyecek. Yol, çocukluğumun hafızamdaki tek resmi belki.
İlk arkadaşlarımdan, ilk hoşlandığım kızlardan uzaklaşırken saydığım tahtadan
elektrik direkleri benim için yol. Karın içinde saatlerce mahsur kaldığım,
denize sıfır gittiğim, inip de papatyalar koparttığım bir evren. Bitmeyen bir
şey. Hayatım yazmak üzerine kuruluyken yazamaz, yazmaz olduğum zamanlarda bile
kendisini eksik etmeyen. Yine bir yol öncesi, çocukluğumun ayrılıkları geldiler
zihnime. Bir daha görüşebilir miyiz bilemediğim arkadaşlarımdan küçük
bedenlerimizi sararak ayrıldığım şehirler. Şimdiyse kendimden bin kilometre
uzakta olduğum, başka çocukların küçük bedenlerini ne kadar mütevazi heveslerle
sarmaladığına şahit olduğum, bir çocuğun bütün saf sevgisinin kucaklarımda
buluştuğu farklı bir coğrafyadayım. Yirmi üçün sonlarına doğru göz kapaklarımın
içerisinde telaşa neden olan anlamsız büyüme coşkusu. Uyanan bir şeylerin
olduğunu hissedercesine örtmek isteği onların üstünü. Bilinç tohumlanmış zihnin
filizlenmeye başlaması hissi kafamın içini saran. Üzerimdeki yükleri bu yol
boyunca hep azaltmaya çalıştığım zamanlardan bugüne omuzlarım sorumluluklar
yüklü adeta. Hani nerede yalnız bir çocuk orada kendisini bırakacak olan ben,
bugün gerçeğin çıplaklığı karşısında şaşkın. Araladım gözlerimi , gördüğüm bu.
Açtığım anda göreceklerim, korkutuyor. Babalar ideali kafamın içerisinde yer
ediyor sürekli. Babalar öksürmesinler apartman koridorlarında yazabilen bir
çocukken yıllar önce, bugün bir babam var diyemiyorum. Babaları yaşarken öksüz
kalanları da yine ben yazacağım. Evin kapısını aralamış giderken ellerinde iki
çanta, mutfakta kendi halinde bir şeyler yiyen çocuğun bakışlarını nasıl
silebilir bir baba hafızasından, bunu asla bilemeyeceğim. Bütün yollar bana
geçmişte neydim, şimdi neyim ve gelecekte ne olacağıma yönelik sorular
yığınları sundular. Bense bu yolları yürüdüm usulca, korkmadım belirsizlikten. Kendim
olduğumu hissettiğim an, ne olmadığımı anladığım her an. Geçmişin perdeleri
benim için açılmamak üzere kapanmışken verdiğim savaş kaç yola sığar,
bilemiyorum. İnsan için bu çağda yaşamak, zorunluluktur: Hiçbir şeyden
kaçmadan, pes etmeden, son ana kadar savaşarak.
Bu yolu tamamlamadan yoldan çıkmamak üzere,
devam edecek.
devam edecek.
Yolunuz aydınlık olsun insallah
YanıtlaSilSonuna kadar savaşarak, yolunuz açık, aydınlık olsun.
YanıtlaSil