http://dustinpowellmusic.bandcamp.com/track/road-to-the-moon |
yol -1-
‘’ Herkes kendi
balkonundan sorumludur: kimisi saksılarca güzel çiçeklerle donatır, kimisi
yalnızca depo niyetine kullanır.’’
Dünya milyarlarca yolun bir gün kesişmeyi beklediği bir
otoban adeta. Görmediğimiz insanların ‘kaderlerini’
etkilediğimiz, hiç beklemediğimiz insanların bizleri yolumuzdan saptırdığı, hiç
beklemediğimiz anda kendimizi hiç ummadığımız yerlere giderken bulduğumuz bir
karmaşa. Kimimizin yolu topraktan, kimimizin asfalt. Kimimizin yolu dahi yok.
Yola ne zaman çıkılır bilinmez. Dante otuz beşinde çıktı, bense yirmi iki.
Pesimist yazarların, intihar etmiş şairlerin, bunaltıcı hayatlar tüketmiş insanların
öykülerini aldım yanıma. Maneviyatı eksik etmeyeceğime söz verdim kendime ve
milyarlarca yoldan yalnızca birisi olan kendi yoluma koyuldum. Topraktan mı
asfalttan mı dersen benimkisi umuttan bir yoldu. Bir şeyleri bulma umuduyla
adımlarımı emanet ettiğim bir yol. Henüz yolun başındayken hayatıma bazı
misafirler dahil oldu. Fakat yolum uzundu ve misafirliğin kısası makbuldü. Vedalaştım
her biriyle. Çocuktum, boyum kadar duvarların arasından çağladım bozkırlara.
Çocuktum, boyumdan büyük yalnızlıklar yaşadım. Bir çocuk ne kadar kalabalık
olabilirse o kadar kalabalık kasabalarda çoğalmak ümidiyle aradım. Bir çocuk ne
kadar hüzün dolu olabilirse o kadar gülümsedim. Bu yolculukta her şeyi yazdım, yazmasam
olmazdı. Bazı zamanlar belirsizliklerden, bazı zaman umut yüklü yarınlardan
geçtim. Bazı zamanlar kaybedilmiş dünlere, bazı zamanlar beklenen günlere konuk
oldum. Güldüm, güldürdüm. Ağladım ama içimden. Hiç sesli ağlamadım zaten ben.
Bazen ağlamaktan daha fazlası gerek dedim gördükçe dünyadaki hüznü. Yalnızca
birkaç gözyaşı temizleyemez bu kiri, nehirler akıtmalı gözlerden. Bazense
sessizce izledim kırışıklıklarını yüzlerin. Etrafıma aldırmadan yol almaya
çalıştım:
Yürüdüm usulca, çekinmedim belirsizlikten. Şu etrafımı kaplayan örtü, çocukluğumun küreklerle kazınan yollarından başka nedir ki?
Yürüdüm usulca, çekinmedim belirsizlikten. Şu etrafımı kaplayan örtü, çocukluğumun küreklerle kazınan yollarından başka nedir ki?
Anladım ki zor. Bir şeylerin farkındayken veya bir şeylerin
farkına varmaya çalışırken yaşamak zor. Bu yaşamın yükünü sayılarla
ölçemeyeceğimi anladım. Bir çocuğun kirli suratındaki kurumuş gözyaşında
anladım. Ölümünü bekleyen bir ihtiyarın gözlerindeki parıltıda anladım. Anladım
ki yaşımız dünyadaki varlığımızdan ibaret yalnızca. Yaşantımız, varlığımızdan
daha yaşlı...
yol bitene kadar devam edecek…
ilk giriş cümlesini not aldım harika bir söz
YanıtlaSilteşekkürler efendim :)
SilBon Jovi'nin "Kalbim açık otopark gibi." sözü geldi direkt aklıma. Aman bu yolda uzun yol şoförlerine dikkat... He bir de hep intihar etmiş yazarlar, hüzünlü öyküler değil biraz da mutluluk verici metinleri de al yanına.
YanıtlaSilYaşantımız varlığımızdan daha yaşlı... düşündürücü.
hüzün yalnızca bu dünyalık bir perde yüzüme :) perdenin ardında umut ve sevinç her zaman var efenim. teşekkürler :)
YanıtlaSilÇok verimli bir çalışma olmuş teşekkürler.
YanıtlaSilUmut yaşama dair , yaşam olduğu sürece de var olacak.
YanıtlaSil