IŞIK
‘’Huysuz olmak
istemezdim ben. Önce sevdiğim kadın sırtını döndü bana, sonra da içimdeki çocuk
bıraktı gitti beni.’’
‘’Gökyüzünün bir anlamı vardı önceden Nejla. Hava kapandı mı
üzülürdük, yağmur yağıp da açıldı mı gökyüzü nasıl sevinirdik. Sanki yeniden
dünyaya gelmiş gibisine, yerdeki küçük su birikintilerine basa basa ezerdik
inadına asfaltları. Çim bitmesi gereken yerde işi olmayan o taş yığınını
döverdik altı ışıklı spor ayakkabılarımızla.’’
‘’Nejla değil Necla Faruk. Çık artık gelecek kadınlar diyorum.’’
‘’Deli miyim ben Necla?’’
‘’Of Faruk! Sabahtır aynı şeyler, git dolaş dışarıda. Hava
kapatmayıversin hemen başlıyorsun aynı şeylere bendeki kafa be adam kafa!’’
‘’Deliyim galiba Necla. Başka bir açıklaması yok
yaptıklarımın o zaman. Deli olmasam sevmezdim seni çeyrek asır önce. Deli
olmasam vermezdim her şeyimi, ezdirmezdim kendimi. Sabahın 7’sinde kalkıp
gömlek, süveter, ceket giyip kravat takan bir adamım. Bakkaldaki çırağın
korkulu rüyasıyım her sabah. Gazeteyi marketten al diyor o da bana. Çok konuşuyormuşum
Necla. Cemil desen artık göremiyorum onu da. Sahi, yemeğe çağırmıştım en son. O
gece saat on’a kadar da beklemiştim oysa sonra uyuyakalmışım. Sağ olasın sen de
örtmemişsin üstümü, üşüyerek uyandım sabahına. Sonra da görmedim Cemili. Hava da
açtı hem Necla, bak ne diyorum. Kalk hadi sahile inelim ya da ne istiyorsan onu
yapalım hadi.’’
‘’Kadınlar gelecek Faruk günüm var diyorum bir haftadır,
dinlemiyorsun ki bir kere olsun. Hadi sen de yavaştan çık toplaşırlar
yavaştan.’’
‘’Dışarısı soğuk gibi ama boşver inmeyelim sahile. Akşama
meyhaneye gidelim seninle. Eski cumalarda olduğu gibi. Cuma akşamları kravatını
gevşeten meyhanede alırdı soluğu. Mesai çıkışından dükkan kapanışına kadar bir devlet
dairesi gibiydi meyhane. Ayırttırıyorum yeri bak şimdi çıkıp.’’
‘’Tamam, Faruk. Yeter ki bir çık gez gel hadi.’’
‘’Şu merdivenleri de bir yıkamazsın kadın. Eve kadınlar
gelecek diye içerisini didik didik eder temizlersin şu merdivenler en son su
yüzü gördüğünde çatıdan su sızıyordu.’’
‘’Faruuuuk! Çığlık atacağım vallahi.’’
‘’Faruuuuk! Çığlık atacağım vallahi.’’
‘’Tamam, tamam sustuk.’’
Belki de bir daha dönmemek üzere evden çıkmıştı...
.
.
.
.
.
‘’Bazı şeyler geçmişte
kalmalıdır, ışıklı spor ayakkabılar gibi.’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
okuduğunuz yazıya dair yapacağınız yorumları esirgememeniz ümidiyle^^