2014 yılından itibaren yazmaya başladığım bu blogumu, yeni bir başlangıç için emekliye ayırıyorum. İlk yıllardan itibaren daha profesyonel daha göze hoş gelen bir site hayaliyle yaşayan ben, 27/5 2020 tarihi itibarıyla bu hayalimi gerçekleştirdim.
bundan sonraki yazılarımı : yeni web sitemden yayınlayacağım
sizleri de yeni başlangıcıma dahil etmek isterim.
yeni yazılarda, çok güzel günlerde görüşmek üzere.
linki manuel olarak da bırakıyorum: azotedeki.com
Arama İzni Çıkartıldı
az ötedeki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
az ötedeki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
27 Mayıs 2020 Çarşamba
13 Mayıs 2020 Çarşamba
elimde yitmiş coğrafya
- elimde yitmiş coğrafya
kan çanaklarından su içen korsanlar inletiyor kasabanın çamur kaplı sokaklarını, fıçıların içinde süründürülen kadınlar, korkmuş çocuklar, yeri döven ardı ardına döven yağmur. bir çocuk duasının daha gökten geri döndüğüne şahit insanlık. elleri başının arasında, zulmün mum ışığını sarı saçlarında hisseden küçük kız. demirlemiş geminin dahi şaha kalkması liman boyunca. oluk oluk ölüm fışkırıyor kasaba merdivenlerinden. bir yaşlı, bir çapulcudan aman dileniyor nasıl da gerçeksin ve dipdirisin adalet(!). bir köy baştan sona kılıçtan geçirilirken ne de merhametlisin ey yedi göğün yaratıcısı, evet sen. yalnızca tek yaşam hakkı verdiğin biz insanlar için ne de gelişigüzel bir kader yazımın var, kalemini asla beğenmedim, beğenmeyeceğim. işte ellerimiz, alınlarımız, çamur kaplı yüzlerimiz, saklanırken içimize içimize çektiğimiz yaşam nefesimiz hepsi sana dönük. karşında titreyen bir avuç insanı, elimde yitip gitmiş bu coğrafyada mahsur bırakan senin yüceliğin evet. kitaplarında yazan her ne ise teorinin pratikten bağımsızlığını yüzümüze çarpan gerçek, bugün şu vakitte senden daha gerçek ve de onurlu. ki biz senin dinmez susuzluğuna sırtımızda çanaklar içinde kanlar taşıyan biz, ki biz senin dinmez merhametin ve yüceliğin için meydanlara, tapınaklara kendimizde olandan pay veren biz, ki biz beş vakit dizimizi yerlere vuran ve bize güzel bir hayat sunman için sana ibadet eden biz, işte biz bize verdiğin her neyse aynı süratle bizden isteyen sen karşısında aciziz. imtihan dediğin her ne ise bunu kalemini acı dolu mürekkep kaplarına batırıp da insan derisine kazıyan sen, bugün bir kız çocuğunun göz yaşından değersizsin. bir kız çocuğu, henüz bir bebek, tertemiz ve saf, dünya nedir ve kimi sevmeliyim telaşında yalnızca. kimi sevmez ki bir bebek, kendisine gülümseyen herkese sonsuz şefkat ve sevgi fışkırtan gözlerinde bugün senin adaletinin, sınavının bir tecellisi olarak ateşler, yıkımlar, elindeki ölüm makinelerini hunharca ve arsızca kaldıran çapulcular resmediliyorsa bu senin düpedüz ve şüphesiz berbat bir ressam ve sanatçı olduğunun kanıtıdır. yüceler yücesi, elimde yitmiş coğrafyada senden uzaklaşan her kimse türlü yalanlarla geri çağrılmaya çalışılırken ben uzun yollar tepip de gelen bütün insanlar için kendi adaletlerini ve kaderlerini yönetmeleri noktasında salık veriyorum. bugün, bu coğrafyada senin yüceliğinle benim dipdiri, kanlı canlı gerçekliğim karşı karşıyadır ve tek kazanan benim ve benim gibilerdir.
2 Ocak 2020 Perşembe
kuasar
Uzak kılınmış bize bazı şeyler. Bazı şeyler için mesafeler
tüketmemiz işlenmiş kader adı altında. Öyle mesafeler ki var oluşun ilk
kıvılcımına kadar bizi sürükleyebilecek. Gözlerini, asırlar öteden
görebiliyorum sevgili, varlığın peşinde bir sürüklenme yıldızlararası. Ben
bilmem ki evrenin oluşumunu, galaksileri, kara delikleri, ki evren genişlermiş
de zaten: Ben durağan olmayan şeylerin peşinde çürütemem kendimi. İki kişilik
bir evren tasarısı zihnimde, oluşumunun bilincinde olduğumuz, çekim yasalarını
hissettiğimiz, birbirimizden milyarlarca ışık yılı kadar değil, bir çift ışıltı
dolu göz kadar uzak olduğumuz, iletişimimizin daim ve anlaşılabilir olduğu.
Bildiğim şey Zamanın Kısa Tarihi’nin dahi kısa tarihi yazılmışken / Zamanın
Daha Kısa Tarihi / yeryüzünde, bizim zamanımızı uzun uzadıya anlatmak zorunda
olduğum. Yoksa bilirsin ki bize ülkeler sırt dönmüştür, bize bulutlar kaplı
gökyüzü, bizim için yıldızları görmek demek gece yağan kar yağışları, bize
sunulmuş manzaralar sert rüzgarların tutsakları, bizim yeryüzümüz çekim üzerine
değil, itmek üzerinedir. Fakat şunu unutmadığımız her gün tuttuğumuz defterlere
kazılıdır: toprak parçalarına bağlı değilizdir, gökyüzünün altında olduktan ve
güneşi hissettikten sonra önemsizdir neyle kaplı olduğu, bizim için yıldızlar
gözlerimize işlenmiştir, manzaralarımız eşsiz bedenlerimize çizili, bir şeyin
bizi yeryüzüne bağlı kılmasına gerek kalmadan kendi rızamızla yeryüzündeyizdir.
24 Aralık 2019 Salı
yol - 4-
- yol 4 -
‘’ biliyorum ki adımımı attığım anda bu yola, içimde bir şeyler
değişecek. ‘’
Takip ettiğim yollar beni sana çıkarttı buna eminim. Çünkü
ben ilk defa bir yola bu kadar teslim, ilk defa bir yolu bu kadar ezber.Yolum
ilk defa yalnız elektrik direkleri, sulama kanalları taşımaz, yolum ilk kez
alabildiğine ağaç yığını. Bir mücadelenin içine doğuyor sabahları benim için
güneş, bir mücadelenin yorgunluğu her akşam batan. Zihnimin temsili bulutlar
yüklü gökyüzümde.
Nasıl baktığı önemlidir insanın, nasıl hissettiği.
Ben bu yolda yürüyor görünen, bir o kadar hızlı adam.
Nasıl bakmak istersen.
Bu yolu, çocukluğumu sever gibi seviyorum, çocukluğumda kötü gecelerde dahi nasıl çocuk kalabildiysem eğer öyle yağmurlu havalarda, öyle yüklü bulutlarda, öyle dağınık yollarda ve hatta çizilmemiş rotalarda benimle çocuk kal.
çocukluğumu buluyorum sende, ki aramadığım halde.
gözlerin ‘’ bütün yaşantıların ile seni seviyorum ‘’ diyor.
ellerinde sunduğun sıcaklık kıtalar kavuşturur, depremsiz.
nefesini hissetmek boynumda anne kucağında biten akşamlar.
saçlarını sermen yollarıma, parmak aralarımdan kayıp gitmesi:
güzelliğinin tüm yollarına tutkun kılıyor beni,
bütün mevsimlerin ile kabulümsün hayat.
Nasıl baktığı önemlidir insanın, nasıl hissettiği.
Ben bu yolda yürüyor görünen, bir o kadar hızlı adam.
Nasıl bakmak istersen.
Bu yolu, çocukluğumu sever gibi seviyorum, çocukluğumda kötü gecelerde dahi nasıl çocuk kalabildiysem eğer öyle yağmurlu havalarda, öyle yüklü bulutlarda, öyle dağınık yollarda ve hatta çizilmemiş rotalarda benimle çocuk kal.
çocukluğumu buluyorum sende, ki aramadığım halde.
gözlerin ‘’ bütün yaşantıların ile seni seviyorum ‘’ diyor.
ellerinde sunduğun sıcaklık kıtalar kavuşturur, depremsiz.
nefesini hissetmek boynumda anne kucağında biten akşamlar.
saçlarını sermen yollarıma, parmak aralarımdan kayıp gitmesi:
güzelliğinin tüm yollarına tutkun kılıyor beni,
bütün mevsimlerin ile kabulümsün hayat.
/ bir cümleyi anlamlı kılan, büyük harfle başlaması değildir
, asla. * /
nasıl değişirse eğer küresel vaziyette dünya, nasıl yağmıyor
artık bahar yağmurları vaktinde.
işte öyle zamansız, işte öyle istenmeyen anlarda dahi karartan,
beklemediği anda yağmurlar sunan yeryüzüne.
vakitsiz virajlar şimdi, sert dönülen yollar.
nasıl ki bilirsin istediğimiz an yokuşlar bize tersine.
işte öyle ansızın, işte öyle büyük bir istekle yokuşlar inercesine.
bütün engebeli toprakların ile kabulümsün hayat.
işte öyle zamansız, işte öyle istenmeyen anlarda dahi karartan,
beklemediği anda yağmurlar sunan yeryüzüne.
vakitsiz virajlar şimdi, sert dönülen yollar.
nasıl ki bilirsin istediğimiz an yokuşlar bize tersine.
işte öyle ansızın, işte öyle büyük bir istekle yokuşlar inercesine.
bütün engebeli toprakların ile kabulümsün hayat.
/ bir yolu anlamlı kılan, ansızın yola koyulmaktır. /
devam edecek.
14 Temmuz 2019 Pazar
yol - 2 -
yol -2-
-yalnızlık
-yalnızlık
Her dönemimin bir şarkısı oldu hayatımda. Her yolun
psikolojisine özel şarkılar bütünü kulaklarım. Uzun bir yolun yirmi üçüncü
virajına sakin bir giriş yapacağım şu sıralar beş ayın ardından gelen yol
günlüğü. Bugün, belki hiçbir zaman hayal dahi etmediği gerçeklerin yükünü
sırtlamaya çalışan bir çocuk olarak şu birkaç ayda binlerce kilometre yol
gittim. Hiç sevmem dediğim otobüs yolculuklarının gediklisi oldum iki koca
bavul eşliğinde. Yirmi saat otobüs yolculuğu mu olur? Derken bunu rutin haline getirdim
istemsizce. Büyük konuşmamak gerekliliğinin suratıma geçirdiği tokatlardan
kızarmış yüzüm gerçeğin acımasızlığıyla yüzleşti şu beş ayda. Sahip olmadan
hakkında atıp tuttuğum ne varsa dönüp hesap sormasını bildi benden. Sahip olunmayan
şeyler hakkında atıp tutmak ne de kolaymış, bir daha asla notu vurgulu bir
şekilde kendime. Para, garip bir şey. Hiç para kazanmazken her şeye sahip
olabileceğimi düşünürdüm. Şimdi para denilen şeye sahip olmama rağmen hiçbir
zaman her şeye sahip olamayacağımı düşünüyorum çok katı bir şekilde. Oysa param
yokken dahi istediğim her şeyi taksit taksit alırdım sorumluluk nedir bilmeyen
omuzlarım eşliğinde. Şimdiyse omuzlarım yüklü sorumluluklar yığını adeta. Bu
yolculukta çok şey yazıyorum hem de çok fazla. Şiire inanıyorum. Yaprak yaprak
şiirdir şimdi topraklarım. Fakat şiirlerim sergi kaldıramazlar. Belki bir gün,
bilemiyorum. Bekleyen kalabalıklar yok bildiğim tek şey budur. Fakat biliyorum,
bir yer var. İnanç yüklü yarınlar kuluçkadadır o yerde. Bu yol, beni her geçen
gün içten içe değiştiren bir imtihan adeta. farklı bir ‘ben’ kendimi ilk kez
sıcak bulduğum. Nitelik peşinde sürüklendiğim, çabaladığım dönemler. Birçok şey
üretme hevesiyle geçirdiğim saatlerin bıraktığı hazlar. Evet, sorumluluklar ve
yeni bir hayat garipsetirken bana kendilerini, aldığım hazlar denge sağlıyor
hayatımda. Yalnızlığın bu denli yorucu fakat keyifli olduğunu bilmezdim. Bir de
bu yalnızlık arada bin kilometreden fazla bir mesafe barındırıyorsa daha fazla
yalnız hissedemezdim. Fakat garip bir his ki seviyorum. Bu yolculuk elbet
yalnız sürmeyecek biliyorum. O güne kadar bana eşlik edecek olan yalnızlığımın
peşinde keyifle sürükleniyorum.
yol, bitene kadar devam edecek…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
yeni bir başlangıç
2014 yılından itibaren yazmaya başladığım bu blogumu, yeni bir başlangıç için emekliye ayırıyorum. İlk yıllardan itibaren daha profesyonel d...
-
kaynak sus "Sana da bu dünyayı yaşamak için vaktinin asla yetmeyeceği düşüncesi hakim mi sürekli? Hani öyle bir şey ki va...
-
plüton Yalnızca güzel şarkılarla aydınlanır gezegenim. Ben, tek başıma şu evreni kaplayan bir gezegenim. Güzel bir şarkı daha dinley...
-
çürük ''çürümekte'' kendimi rahat hissetmek istiyorum artık. kendimi, kendim gibi. üzerimdeki yüklerin bedeni...